Tanrıkulu: 7 yıldır beni dinliyorlar

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 2010 yılından itibaren dinlenmeye başlandığını, 2011 tarihinde milletvekili seçilmesine karşın dinlemenin devam ettiğini belirterek, "Bütün iletişim trafiğim takip edilmiş. Şimdi hem meclis başkanına hem de bu dava dosyasını hazırlayıp gönderen cumhuriyet başsavcılığına soruyorum; 2010 tarihli bir soruşturma 7 yıl sonra bir fezleke hazırlıyorsunuz, hazırlarken insan bir içine bakar; hukuka uygun mu, aykırı ne var, ne yok. Bir milletvekilinin milletvekilliği devam ederken bir mahkeme kararıyla dinlenmiş olması ve bunun devam ediyor olması hukuk devletinin bittiği noktadır" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, milletvekili dokunulmazlığı olmasına rağmen defalarca hukuk dışı dinlendiğini ve hakkında fezleke verildiğini belirterek, "Türkiye Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetleri döneminde hukuk devleti olmaktan hızla uzaklaşmıştır. Yurttaşlarımızın hukuki güvenlik hakkı yoktur, can ve mal güvenliği yoktur" dedi.

Partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı'nda yaptığı basın toplantısı yapan Tanrıkulu nisan ayında hakkında hazırlanan fezlekenin hukuki olmadığını savundu. Tanrıkulu, şöyle dedi:

"Fezlekenin, TBMM Başkanlığı'na gönderilmek üzere Adalet Bakanlığı'na gönderildiğini basından öğrendim. Avukatım aracılığıyla nisan ayından bu yana çaba gösterdim. Bir avukat olarak ve milletvekili olarak benimle ilgili fezleke nedir? İçerisinde ne var? Bundan 2 gün önce Diyarbakır'da avukatıma bu dava dosyaları teslim edildi. Dosyaları inceledim. Bu özensizlik, bu hukuka aykırılık, bu ülkenin bir milletvekiline karşı yapılabiliyorsa, dava dosyasındaki hukuksuzluklar sıradan yurttaşımızın hiç bir hukuki güvenliğinin olmadığını çok açık söyleyebilirim. Türkiye Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetleri döneminde hukuk devleti olmaktan hızla uzaklaşmıştır. Yurttaşlarımızın hukuki güvenlik hakkı yoktur, can ve mal güvenliği yoktur."

'DOKUNULMAZLIK İHLAL EDİLMİŞ'

12 Haziran seçimlerinde milletvekili seçildiğini ancak kendisinin 2010 yılında dinlenmeye başlandığını ifade eden Tanrıkulu, milletvekili seçildikten sonra da Anayasanın 83'ncü maddesi uyarınca dokunulmazlığının başladığını öne sürerek, şöyle dedi:

"O saatten itibaren de hakkımda her hangi bir soruşturma yürütülemez benim hakkımda bir dinleme, takip kararı verilemez. 13.06 2011 tarihinde milletvekili seçildikten sonra benimle ilgili karar verilmiş ve bu karar uyarınca dinlenmeye devam edilmişim. Dinleme Eylül 2010 da başlamış haziranda milletvekili seçildikten sonrada bu karara devam edilmiş. Aynı şekilde bütün iletişimlerimin tümü, maillerim ve telefonlarımla ilgili kararlarla dinlenmişim. Şimdi buradan ben hem meclis başkanına hem de bu dava dosyasını hazırlayıp gönderen Cumhuriyet Başsavcılığı'na soruyorum; Şimdi 2010 tarihli bir soruşturma 7 yıl sonra bir fezleke hazırlıyorsunuz, hazırlarken insan bir içine bakar, hukuka uygun mu, aykırı ne var, ne yok, bir bakar inceler. Bir milletvekilinin milletvekilliği devam ederken bir mahkeme kararıyla dinlenmiş olması ve bunun devam ediyor olması hukuk devletinin bittiği noktadır. Bizi dinliyorlar, takip ediyorlar biliyorsunuz yasa dışı biçimde ama bunun mahkeme kararıyla olması çok vahimdir."

'YAPTIĞIM KONUŞMALARI TAPELERE KOYMUŞLAR'

CHP Milletvekili Tanrıkulu, ağabeyi, babası, akrabaları, sivil tiplum kuruluşları ile gazetecilerle yaptığı görüşmelerin tapelere konulduğunu belirterek, hükümete seslendi:

"Bu fezlekeler siyasi karar sonucu verildi. Bunlarla yıldırmaya, kısıtlamaya çalışıyorlar. Bu siyasi bir karardır, bu Cumhuriyet Savcılığı'nın kararı değil. Cumhuriyet Savcılığı'nın kararı olsa, bu kadar açık hukuka aykırılıklara rağmen, bu dosya fezlekeye bağlanıp gönderilmez. Dinlemişler beni, kendime de hayret ettim. Hiç bir şey konuşmamışım, stajyerimle, gazetecilerle, STK'larla konuşmuşum, bunları tapelere koymuşlar. Ağabeyimle konuşmuşum 'Bilinmeyen şahıs' yapmışlar anne ve babamı soruyor ve bu tapeleri fezlekeye bağlamışlar. CMK açık, 'Kardeşinizle, babanızla yaptığınız konuşmalar dinlenemez eğer dinlenmişse imha edilir.' Yasa açık söylüyor, fakat buraya benim ağabeyimle olan konuşmalarımı koymuşlar çok açık aykırı bu yasa. 9 ay boyunca dinlemiş ve tapelere koymuşlar. O gün yakındıkları ve kendilerine FETÖ'cü dedikleri o hakim ve savcıların verdikleri hukuk dışı kararlarla, siyasi işlem yapmaya çalışıyor bu hükümet. Onlara geldiği zaman, 'biz mağduruz.' Bu klasörler ne? soruyorum. Eğer biraz utanma varsa bu bakanlıkta, bu dosyayı alır, yüzüne çakar bu savcıların çünkü tümü hukuka aykırı."

2005 yılında bir dinlemeye itirazı ve MİT müsteşarını şikayet ettiği için kendisi hakkında dinleme kararı verildiğini vurgulayan Tanrıkulu, şöyle devam etti:

"Diyarbakır'daki mahkeme, MİT müsteşarının istemi üzerine tüm Türkiye'deki iletişimlerin dinlenmesi kararı verdi. O zaman MİT müsteşarını şikayet ettim. Rahmetli Tahir Elçi ile beraber kararı veren hakimi, istemde bulunan savcıyla beraber şikayet ettim 'Böyle bir karar verilemez' diye. Siverek Ağır Ceza Mahkemesi'nde takipsizlik kararı verildi. 18 Temmuz tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurumdan 11 yıl sonra Türkiye'yi mahkum etti. Yasa dışı dinlemelerden dolayı tarihinde bir ilktir Avrupa İnsan Haklarının doğrudan mağduriyet olmadan potansiyel mağduriyet üzerine verdiği karardır. İddia ediyorum; Eğer yaşarsak herkese de uzun ömürler diliyorum. Bu dosyalardan dolayı hem bu kararı veren savcıları, hem bu dosyaları onaylayan bütün mercileri bir vesileyle hem toplum vicdanında hem de mahkemelerde mahkum edeceğim 11 yıl sonra nasıl bu kararı aldıysam onu da alacağım." (HABER MERKEZİ)