Gündüz Vassaf'ın yoldaşları

Gündüz Vassaf son kitabı "Yol Arkadaşım" çıktı. Vassaf, derinlikli bir mekan okuması yapıyor.

Google Haberlere Abone ol

Gündüz Vassaf, yazar ve psikolog kimliğinin yanı sıra, hayatının önemli bir kısmını seyahat ederek geçiren bir gezgin. Neredeyse her mevsimi farklı bir şehirde geçirmek gibi bir ideali var ve bunu da büyük ölçüde başarıyor. Karakarga Yayınları’ndan çıkan son kitabı “Yol Arkadaşım – Havaalanı Yazıları” da Vassaf’ın bu yolculukları sırasında havaalanlarında geçirdiği boş zamanları değerlendirmek için kaleme aldığı yazıları bir araya getiriyor. ‘Boş zamanları değerlendirmek için’ demek yazıların mahiyetini tarif etmek için biraz hafif kalsa da Vassaf’ın öncelikli yola çıkış amacı bu. Fakat nihayetinde bize verdiği bilgiler her zamanki gibi, çok çarpıcı.

20 ülkedeki 40 havaalanından 64 yol hikayesi anlatan kitap, Vassaf’ın psikolojik çözümlemeleri, sosyolojik gözlemleri, kendince kurguladığı oyunlar ve çeşitli muzipliklerle dolu. Vassaf’ın bu gözlemleri ve çözümlemeleri, ülkelerin kültürlerine ve politik atmosferlerine dair ilgi çekici ipuçları taşıyor.

2002’den 2016’ya dek geniş bir zaman aralığında kaleme alınmış ve kronolojik bir sıra izlemeksizin dizilen bu yazılar, yakın geçmişe dair bir hafıza tazeleme şansı da sunuyor. Fakat tüm bunlar aslında kitabın arka planını oluşturuyor. Kitabın çekirdeğinde, havaalanlarında anlamı tartışmaya açık miktarda geçirdiğimiz süreler ve bir mekan olarak havaalanları yer alıyor.

Gündüz Vassaf / Yol Arkadaşım / Karakarga Yayınları Gündüz Vassaf / Yol Arkadaşım / Karakarga Yayınları

AKLIMIZDA LEFEBRVE

Vassaf, bir yerden bir yere varma süresinin haricinde uçağa binmek için saatler evvelinden çağrıldığımız, potansiyel birer suçlu olarak kabul gördüğümüz, ayakkabılarımıza dek arandığımız bu mekanları sorguluyor. Artık neredeyse neden yaptığımızı dahi unuttuğumuz tüm bu eylemleri neden ve nasıl yaptığımızı irdeliyor. Seyahat etmek için geldiğimiz bu binaların giderek birer alışveriş merkezine dönüştüğüne dikkat çeken Gündüz Vassaf, bu gelişmenin üstüne gidiyor ve alternatiflerini sorguluyor.

Ülkelerin sınırlarını belirleyen bu mekanların esasında kültürel birer paylaşım noktasına dönüşebileceğini ya da insanların birbirleriyle iletişim kurmalarını teşvik edecek şekilde tasarlanabileceğini tartışıyor. Tabii tüm bu alternatifler hayata geçmedikçe havaalanında vakit geçirmeye çalışan insanların nasıl hiçbir şey yapmaksızın saatler geçirebildiklerine de hayret ediyor.

Onca amaca açıklığına rağmen dümdüz inşa edilen, içi doldurulamayan bu alanlara şaşıyor. Bu havaalanı okumaları, Lefebvre’nin ‘kapitalizm mekana yerleşerek ve mekanı üreterek kendisini değişen koşullar altında sürdürülebilir kılmaktadır’ yorumunu akla getiriyor.

Göz attığı tarih aralığı itibariyle zamanlar arası geçiş fırsatı da sunan “Yol Arkadaşım”, giyimlerden, tavırlardan ve önceliklerden yola çıkarak ülkelerin politik röntgenlerini çekmeyi başarıyor. Vassaf’ın kendi anılarıyla, heyecanlarıyla

ve kişisel merakıyla bir yol güncesine dönüşen “Yol Arkadaşım”, havaalanını terk etmeden ülkelerin sistemlerini ve dünyanın yönetiliş biçimini çok sarih bir şekilde tarif etmeyi başarıyor. Bu okumalar arasında sınıfta kalan ülke tabii ki yine Amerika oluyor. İtalya ise her yönüyle gönüllerin efendisi!

BİR YOL ARKADAŞI OLARAK GÜNDÜZ VASSAF

Vassaf, havaalanlarından yola çıkarak mekan algısına dair zihin açıcı irdelemeler yaparken gözümüzün önünde gerçekleşmesine rağmen farkına varmadığımız müdahaleler konusunda da gözümüzü açıyor. Mekanların isimlerinin değiştirilmesi, bu anlamda en çarpıcı örnek.

Mesela tüm Yeşilçam filmlerinde Yeşilköy Havalimanı olarak gördüğümüz havalimanının adının bugün neden Atatürk olduğunu siz biliyor musunuz? Peki, dünyada kaç havalimanına bir kadının ya da bir yazarın isminin verildiğini?

Devletlerin varlıklarını sürdürmek için aracı kıldığı birer mekan olmanın haricinde hem bir geçiş noktası hem de artık birer AVM’ye dönüşmüş olmaları nedeniyle havaalanlarını eski zamanların hanlarına benzeten Vassaf, bu ‘han’larda adeta bir flanuer’e dönüşüyor. Kitap nihayetinde aklımızdaki sınırlara, coğrafyalara, kimliklere dair sorgulamaları ayağa kaldırıyor. Bu anlamdaki tüm düşüncelerimizi birbirine çarpıyor.

“Yol Arkadaşım” ‘her kitap bir yolculuktur’ mottosunun en çok anlam kazandığı eserlerden biri olarak karşımızda arz-ı endam ediyor. “Yol Arkadaşım” sayesinde biz de okurlar olarak hem Gündüz Vassaf’la keyifli, muzip ve şaşırtıcı bir yolculuğa çıkmış oluyor hem de Vassaf’ın uçaklarda ya da havaalanlarında hep yanında bulmak istediği o yol arkadaşlarına dönüşüyoruz.