'Tüm yaşadığım sıkıntılara değdi bu'

Özkan Özgür'le 23 Soru'nun konuğu yönetmen Onur Aldoğan...

Google Haberlere Abone ol

1. Sizin için kullanılan hitap biçimlerinden hangisi daha çok hoşunuza gidiyor?

Sanırım bana en çok ‘hocam’ denilmesi hoşuma gidiyor. Söylendiği ortama göre olmak koşulu ile samimi ve seviyeli geliyor. Setlerde söylendiğinde özellikle daha da iyi hissediyorum.

2. Sizden daha zeki olduğunu düşündüğünüz arkadaşlarınız var mı?

Aslında böyle bir şeyi düşünmek için yeterli seviyede görüştüğüm insanlar yok etrafımda. Neticede bu kanıya varabilmemiz için belli başlı bir zaman geçirmiş olmamız lazım insanlar ile birlikte. Hatta farklı tecrübeler edinmemiz gerekli olaylar ve durumlar karşısında. Zeki olduklarını hissettiğim tabi ki birileri var ama kendimden daha zeki olduğunu kesinlikle düşündüğüm sadece kardeşim var. O da zaten en iyi arkadaşım ve bunu tecrübe etmek için yıllarım ve çokça zamanım da oldu.

3. Arada sırada saçma şeylerle uğraşmak zorunda olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Arada demeyelim bence. Hemen hemen her gün saçma şeylerle uğraşıyorum. Uyandığımda başlıyor mesela. Daha sonra kapıdan çıkıp sosyal hayata girdiğim anda katlanarak devam ediyor. Bazen ise karakterler farklı fakat olaylar aynı oluyor. Ve bunlar ile başa çıkmak adına amansız bir mücadele veriyorum kafamın içerisinde. Ama genelde çoğunu susarak geçiştiriyorum...

4. ‘Tüm yaşadığım sıkıntılara değdi bu!’ dediğiniz olaylar yaşadınız mı?

Tabii ki yaşadım. Genele olarak mantık hataları olsa da hayatımdan memnunum mesela. Ben dilinden çok çekmiş bir adamım. Yanlışı gördüğümü söylemek gibi bir huyum var. Bu gerçekten sıkıntı vericiydi şimdiye kadar yaşadığım geçmişimde. Çok insan ve iş kaybediyorsunuz. Gerçi hiç umurumda değil hatta ileride de böyle olacak gibi. Ama bu beni ben yaptı. İyisi ve kötüsüyle… İşte yaşadığım tüm sıkıntılara değdi bu!

5. Bir evcil hayvanın insanı mısınız? Geçmişte böyle bir deneyiminiz oldu mu, ileride bir gün düşünür müsünüz?

Şimdiye kadar birlikte yaşadığım, evlat edindiğim ve baktığım birçok dostum arkadaşım oldu. Halen de öyle yapmaktayım. Hatta evcil diye tabir edilenin aksine birçok yabani dostumda oldu. Karga, kirpi, kuzgun, kertenkele… Ama zamanı gelince doğaya bıraktım. İleride çocuklarıma da bunu aşılamak istiyorum. Dünyada yalnız değiliz. Her canlı eşittir. İyi ki varlar.

6. Çocukluğunuzdan kalan ve ilk fırsatta tatmak istediğiniz özel tat var mı?

Annemin yaptığı tüm yemekleri bence bu kategoriye sokabiliriz. Hepsi benim için çok özeldir ama yaprak sarmasını bir başka seviyorum. Onu en kısa zamanda tatmak istiyorum. Buradan anneme duyurulur.

7. Sanatın ya da sanatınızın neresindesiniz?

Henüz sanat yaptığımı düşünmüyorum. Daha çok başındayım sanırım. Şimdilik sadece deneysel çalışmalarım oluyor. Sanata , göze ve dimağa hitap eden şeyleri seviyorum. Çünkü sanat manevi anlamda çok pahalı bir iştir. Ben hayatımın ve zamanımın önemli bir kısmını sanatın herhangi bir bölümüne ayırabilecek kadar birikime sahip ve olgun birisi değilim. Film çekiyorum, fotoğraf çekiyorum, çizim yapıyorum , amatör olarak müzik ile ilgileniyorum. Ama işlerimin sanat olup olmadığını değerlendirebilecek ve benim neresinde olduğumu söyleyecek mecra ben değilim maalesef. Belki de iyidir. Buna izleyici ve dış gözler karar verecektir.

8. Ezberinizde şiir var mı? Hangi şairin hangi şiiri?

Tabi ki var. Hem de birçok şiir var. Ben Kadıköy doğumluyumdur. Gençliğim ve hayatım halen Kadıköy’de şairlerin yaşadığı ve gezdiği sokaklarda geçiyor. Hatta onların yaşamış olduğu evlerin, sokaklarından geçerken birer şiirini aklıma getiririm. Sohbet esnasında İsimleri zikredilirse mutlaka yazdıklarından birer alıntı yaparım. Nilgün MARMARA, Sabahattin ALİ, Cemal SÜREYA , Edip CANSEVER, Turgut UYAR, Tezer ÖZLÜ, Özdemir ASAF. İyi bildiğim şairlerdir. Hepsinin en az 6-7 şiirini ezbere bilirim.

9. Okuduktan sonra çok etkilendiğinizi düşündüğünüz bir kitap var mı?

Kesinlikle var. Suç ve Ceza ile Kürk Mantolu Madonna buna güzel örnek iki kitaptır. İkisi de insan hayatına farklı açılardan bakmayı öğretti. Bu eserleri okuduktan sonra bambaşka bir insan oldum diyebilirim. Hayatımın her anına yansıdı. Düşüncelerime, konuşmalarıma, tavırlarıma. Hatta sevgime ve saygıma.

10. En son ne zaman tiyatroya gittiniz?

Hemen her gün tiyatroya gidiyorum. Evet her gün! Çünkü Kadıköy Yel Değirmeni’nde İstasyon Sahne isminde bir tiyatro ve sinema salonum var. Burada oyunlar oynanıyor, tiyatro grupları geliyor, ücretsiz sinema dersleri veriyorum. Kısacası hayatım şuan tiyatroda geçiyor. Ama en son bir oyuna 3 gün önce gittim.

11. Belleğinizde yer eden ve tavsiye edeceğiniz bir film var mı?

Elbette! The man from earth ! Yani '' Dünyalı '' Benim hayatımı değiştiren bir arthouse filmdir. Kaç kere izlediğimi inanın hatırlamıyorum. Düşünce tarzını değiştiren ve sorgulamanızı sağlayan harika bir film ! Tek mekânda, senaryo ve diyalog ile nasıl harika film çekilir anlatıyor. Hiç bitmesin istiyorsunuz!

12. Size göre ‘yabancı’ kimdir?

Aylarca, yıllarca benim yanımda olup da değişen olaylar ve durumlar karşısında verdikleri tepkilerden dolayı hiç tanıyamadım her insan yabancıdır bana. Aniden yabancılaşır işte. Bilemiyorum belki de ben hep aynı tepkileri verdiğim için bu şekilde düşünüyorum. Netim yani her şeye karşı. Benim hayatımda bir yerdeyseniz, yakınsanız bana bilirsiniz durumlar karşısında ki tavırlarımı ve tepkilerimi.

13. En son ne zaman haksızlığa uğradığınızı düşündünüz?

Genelde insan kendi doğru bildiğinden emin olduğu için aslına bakılırsa günlük hayatta tam tersi bir durumla karşılaştığında hep haksızlığa uğradığını hisseder. Son bir yıl içerisinde defalarca düşündüm. Ama yine de kendi emin olduğumu ve benim için doğru olanı yaptım. Ve ne kadar doğru kararlar verdiğimi her fırsatta görüyorum.

14. Hak etmediğini düşündüğünüz birilerine saygı göstermek zorunda kaldığınız oldu mu?

Genelde biraz düşünürüm. O insanı biraz izlerim, ani bir karar vermemek ve hakkına geçmemek için. Bu süreçten sonra hak etmediğini düşündüğüm birisine asla saygı gösteremem. Demiştim ya, yanlışı söylerim. Herkese yalnızca hak ettiği kadar saygı gösteririm. Yani hiç böyle bir şey için zorunda kalmadım.

15. Günlük hayatta görünce nefret ettiğiniz hareket nedir?

Kadınların söz ya da hareket ile taciz edilmesinden, kadınların ve çocukların darp edilmesinden, hayvanlara gösterilen şiddetten, yaşlılara saygısızlık yapılmasından nefret ederim. Hatta bu gibi durumlara müdahale etmişliğim ve çokça kavga etmişliğimde vardır. Ayrıca başta minibüs olmak üzere araç kornalarından da nefret ediyorum.

16. Sizi umutlandıran bir duruma örnek verir misiniz?

İnsanlık ve iyilik beni her zaman umutlandırır. Ne zaman saygılı, içi temiz, yardım sever bir insan görsem, ne zaman bir çocuk bana gülümsese, ne zaman sevdiklerimin bir gülüşünü bana bir bakışını görsem umutlanırım ben. Umut güzel şey... Her zaman bir umut vardır.

17. Hayallerinizin peşinden koştunuz mu? Hayal kurmaya devam ediyor musunuz?

Tabi ki koştum. Yoksa zaten sizin bu röportajınızı yapıyor olamazdım diye düşünüyorum. Düşünün İnşaat mezunuyum ben ama kendi işimi yapmıyorum. İsteseydim mühendis olarak da devam edebilirdim hayatıma ama ben medya sektörünü seçtim. Çok meşakkatli bir yol oldu. Çok şeyi geri bıraktığım ve uzun yıllar süren bir koşuydu bence. Hayal kurmadan yaşanır mı? Tabi ki devam ediyorum. Ama gerçekleştirebileceğim hayalleri kurmayı seviyorum.

18. Rekabetçi olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle değilim. Rekabet etmek istediğim hiç kimse olmadı. Bu ukalalık anlamında değil. Yarışmayı hep saçma bulmuşumdur. İki insan nasıl denk olsun ki? Sadece herkes kendi emeğinin karşılığını iyi ya da kötü alır. Ben çalışayım da, elimden gelenin en iyisini yapayımda gerisi önemli değil.

19. Özür dilemeyi ve teşekkür etmeyi ihmal ettiğiniz olur mu?

Bunu hiç ihmal etmem. Bu kelimelerin neresi kötü zaten? İnsanın hayatını güzelleştirmekten, düzeltmekten başka ne yaparlar ki? Kimse zarar görmez bundan hatta çokça yararı olduğu kesin. Gönül almak veya bir gönlü kazanmak her zaman iyidir.

20. Neyi ya da kimi özlüyorsunuz?

Herkes gibi çocukluğumu özlüyorum. Huzur içinde yatağımda uyuya kaldığım günlerimi, top oynamanın heyecanını, kurduğum düşlerimi ve bir de kaybettiğim yakınlarımı çok özlüyorum...

21. Stres atmak ya da kafanızı dağıtmak için ne yaparsınız?

Genelde fotoğraf çekerim, aracıma atlar sevdiğim müzikler eşliğinde ormanlık alanlara ya da kimsenin olmadığı sahil kenarlarına giderim, film izlerim, kardeşimle vakit geçiririm.

22. Şu ana kadar geçen hayatınızı özetleyen kelime hangisidir?

Farkındalık. Bu çok yorucu bir şey bence. Farkındayım etrafımda olan bitenin. Acı veriyor, bazen her gün bir saniye gibi geliyor. Ve tüketiyorum hızla vaktimi. Ne gençliğime güveniyorum ne de başka bir özelliğime. Zaman ile yarışamıyorum. Bu yüzden...

23. Allah gecinden versin, hak vaki olursa, geride kalanların sizi nasıl anacağını düşünüyorsunuz?

İyi ve mutlu bir insandı derler diye düşünüyorum. Ama bilirler yaşadığım hayattan ne kadar mutlu olduğumu ve her şeyden razı olduğumu. Ben bu hayattan razıyım. Yani şimdi bile ölsem. Erken sayamam. Her anımı bilincimle yaşadım. Bir dış göz gibi kendimi izledim ve haz aldım. Bunun için yüzlerinde tebessüm olur beni akıllarına getirdiklerinde.