108 ülkeden modern köleler Londra'da

İngiltere’deki suç örgütleri çok uzun süredir bu yolu izliyorlar; zira silah veya uyuşturucu kaçakçılığıyla kıyaslandığında, insan ticaretinin riski çok düşük. 30’u aşkın ülkeden İngiltere’ye devam eden köle akışı, ülkeyi en büyük köle pazarı haline getirmiş durumda.

Google Haberlere Abone ol

Ed Cumming *

Lagos’un dışındaki çamurlu bir toprak patikanın aşağısında, dört beş metrelik bir çitin arkasındaki yoksul ve güvenli bir barakada oturan kadınlar, hikayelerini anlatıyorlar. Avrupa’da daha iyi bir yaşam sürmek vaadiyle evlerini nasıl terk ettiklerini; sürekli şiddete, suistimal ve tecavüze maruz kalarak fuhuşa zorlandıklarını anlatıyorlar. Hikayeleri, insan tacirlerinin vaatlerinin nasıl bir yalana dönüştüğünü gözler önüne seriyor.

Nijerya’da insan ticareti mağduru olarak bilinen ve şanslı biçimde güvenli yaşamlarına geri dönen insanların bazıları, yaşanan gerçeği kavrayarak bir mücadele başlattılar. Ancak İngiltere’nin dört bir yanındaki karanlık odalarda, aynı durumdaki kurbanlar hâlâ istismar ediliyor ve sömürülüyor; kaçmayı akıllarından bile geçiremiyorlar.

İNSANLARIN HAYÂLLERİNİ KULLANIYORLAR

İnsan tacirleri, yoksul insanların büyük bir metropolde kazanacakları paranın hayâliyle yaşadığı yerlerde, onlardan faydalanmak için pusuya yatıyorlar. İngiltere, tıpkı diğer iş sahalarında uluslararası bir merkez olduğu üzere, Londra’nın kalbinde sürmekte olan köle ticaretinde de küresel bir merkez haline geldi.

Kölelikle Mücadele Bağımsız Komisyonu (IASC) Üyesi Kevin Hyland, İndependent gazetesine verdiği demeçte; “Londra, gerçekten çok kültürlü ve küresel ölçekte bir kent ve bu durum başkente ilişkin en olumlu noktalardan birisi; ancak suçluların da bu durumdan faydalandığının farkındayız,” diyor. “Londra, yoğun hava trafiği ve büyük bir ekonomisi olan, büyük bir nüfusa sahip bir kent. Öte yandan, yasadışı işlere de büyük bir talep söz konusu.”

“Suçlular çok uzun zamandır bu yolu izliyorlar. Silah veya uyuşturucu kaçakçılığıyla kıyaslandığında, insan ticaretinin riski çok düşük. Bu tehdide ilişkin istihbarat kaynaklarımızı büyütmemiz gerekiyor. Yakın zamana dek asılsız istihbarat veya söylentilerle uğraşıyorduk. Eğer temeli doğru atmazsak, buna yanıtımız da hatalı olur.”

2016 yılında Ulusal Başvuru Sistemi tarafından belirlendiği kadarıyla, 108 ülkeden gelen yaklaşık 4 bin potansiyel kurban mevcut. En yaygın yabancı uyruklular Arnavutluk, Vietnam ve Nijerya kökenliler; onları Çin ve Romanya vatandaşları izliyor. IASC, mağdurların gerçek sayısının 13 bini bulduğunu düşündüğünden, muhtemelen daha fazla ülke söz konusu.

BRİTANYA’DA  DEVAM EDEN MODERN KÖLELİĞİN KAYNAKLARI

2016 yılında İngiltere’de yaşanan köle ticaretinin tespit edilen kurbanlarının çoğunluğu, toplam 30 ülkenin (İngiltere dahil) vatandaşı. Rakamlara baktığımızda, en fazla Arnavutlar, Vietnamlılar ve Nijeryalılar İngiltere’de modern köle olarak çalışıyorlar.

Hyland, Vietnam’dan kendilerine ulaştırılan kaçakçılık yollarıyla ilgili bir rapor çerçevesinde, durumu bizlere aktarmaya devam ediyor. Görevi dahilindeki amaçlarından biri, İngiltere ve kaynak ülkeler arasındaki karmaşık ilişkileri açığa çıkarmak. Bu ülkelerin her biri İngiliz gözlemcilere garip gelebilecek farklı kültürel etkenlere sahip. Örneğin Nijeryalı kadınlar, “juju” adlı bir lanetten korkuyorlar. Vietnamlı çocuklarsa (genç erkekler, İngiltere’deki modern kölelerin en büyük kesimini oluşturuyor) borç korkusu içinde yaşıyorlar.

Tipik bir kaçakçılık vakası, bir arkadaşın veya komşunun, ülkenin (Vietnam’ın) kuzeyindeki birine Londra’da çalışma fırsatı önermesiyle başlıyor. Görevlilerin raporunda belirtildiğine göre ulaşım ücreti 10 bin ila 33 bin Sterlin arasında değişiyor. Teminat olaraksa, mağdurun ailesi kaçakçılara “kırmızı defteri”, yani mülklerinin tapusunu veriyorlar.

Yolculuk, uzun süren bir karayolu yolculuğu sonrasında, kurbanın Manş kanalından geçmek için yüzlerce başka Vietnamlı ile birlikte bekleyeceği Fransa’ya dek aylarca sürüyor. Yol boyunca yaşanan dayak ve tecavüz olayları oldukça yaygın. İngiltere’ye geçebilseler dahi, neredeyse asla borçlarını ödeyecek parayı kazanamıyorlar.

Bu insanların başka tacirlerin eline geçmesiyse, diğer bir kritik mesele. Vietnamlı bir insan, bir sömürücüden kaçmasının veya bir şekilde serbest bırakılmasının ardından bile, (özellikle de daha az olanaklara sahip olan çocukların durumunda) genelde kendisini sokaklarda amaçsızca dolaşırken bulabilir. Bu kişilerin tekrar istismar zincirine dahil edilmeleri son derece kolay. Örneğin bir esrar çiftliğinde çalıştırılmak yerine bir manikür salonunda uyuşturucu satıcısı olabilir: Genelde bu iki yasa dışı faaliyet birbiriyle ilişkilidir ve manikür salonları, uyuşturucuyu piyasaya sürmek için kullanılır.

KOORDİNASYON EKSİKLİĞİ AŞIRI BOYUTTA

İngiltere’nin önde gelen kölelik karşıtı avukatı ve Birleşmiş Milletler için çalışan bir insan kaçakçılığı uzmanı olan Parosha Chandran’a göre, sorunun bir kısmı, polis departmanları arasındaki koordinasyon eksikliğinden kaynaklanıyor. Aktardığı kadarıyla, genelde baskınlar, kaçakçılık esnasında ele geçirilen bir çok katmanı olan, çoğu zaman milyonlarca sterlini bulan uyuşturucunun kaçırılmasından sorumlu olan kişileri araştırmak yerine, yasadışı esrar ekim alanlarının dağıtılmasına odaklanıyor. Kazandığı büyük bir davanın sonucunda, çocuklar ve yetişkinlerin, esrar yetiştiriciliğinde kullanılan kölelik mağdurları olarak kabul edilmek yerine, birer suçlu olarak yargılandıklarını fark etmiş.

“Modern köleliğin araştırılması hususunda ciddi bir liderliğin zamanı geldi,” diyor. “(Bu davalarda) söz konusu olan iki suç var: İnsan kaçakçılığı ve yasadışı uyuşturucunun yetiştirilmesi. Her ikisi de organize suçun bütün özelliklerini barındırıyor. Polis departmanları etkili bir sonuca ulaşmak için mali suçlar, yasadışı uyuşturucu ticareti, modern kölelik ve tanık koruma programlarına ilişkin uzmanlıklarını bir araya getirmeli.”

“Para transferlerini takip etmeleri, olay yerindeki kanıtları muhafaza etmeleri ve kurbanların soruşturmalara yardım konusunda gönüllü olmalarını teşvik edebilmek için, tanık koruma imkânları sağlamaları gerekiyor. Zira, bu çeteler korkuyu kullanarak saltanatlarını sürdürüyorlar.”

Kolluk güçleri meselenin bir parçası olsa bile, bulmacanın tek parçası değiller. Esrar kullanan ya da manikür salonlarını veya (uyuşturucu satan) araç yıkama istasyonlarını ziyaret eden insanlar da şahit oldukları olayları görevlilere bildirerek, gözlerinin önünde sürüp giden modern köleliğe karşı savaşmakla yükümlüler.

Yazının aslı The Independent gazetesinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)